Geçen yine masamda tosun tosun oturuyorum. Patron geldi yanıma, "vizen yoktu di mi" dedi, "aa var" dedim, "Eylül'e kadar var". Hemen ertesi sabaha biletim alındı, rezervasyonlar yapıldı. İşle ilgili bir durum sebebiyle 1 haftalığına Paris'e uçtum:) Evet, yine :)
Uçağım 7:30'da idi, 4'te kalkacaktım, şöför evden alacaktı. Uyandığımda saat 7 idi. Alarm çalmış çalmış, pili bitene kadar çalıp susmuş. Çocukcağız kapıya dayanmış. Telefonla aramış, zili çalmış. Artık komaya mı girdiysem nedir, imkanı yok duymamışım. Neyse, hemen 11 uçağına alındı benim bilet, panikle evden çıktım. Neyse, sadece fırçamı almayı unutmuşum o telaşede:)
Oranın saati ile 3 idi herhalde, ofise gidişim. Akşam 19'da da Fransızların mesaisi bitti, biz otele gidip bavulları attık, sonra da Champs Elysees'e indik:)
Yıllardır Paris'e giderim ya, ilk kez yaz mevsini gördüm bu şehrin ve resmen içim titredi güzelliğinden. Bir kere hava 22'de kararıyor. 19'da işten çıkınca zaten etraf günlük güneşlik. Ve o her daim yağmurlu, ıslak, kasvetli Paris'i günlük güneşlik görebilmek ne büyük şans, inanamadım. Tek tek her gün şansıma şaşırdım ve şükrettim, ben size öyle anlatayım.
Paris'te 7 gün sabahtan akşama mesai yaptım. Haftasonu da çalıştım ama erken çıktım. Hava da harikulade olunca saatlerce yürüdüm, bir sürü yeri gezdim. Bu yazıda hafif bir başlangıç yaptıktan sonra, önümüzdeki günlerde sizlere detaylı 2014 model Paris maceralarımı anlatacağım dostlar:)
 |
| Bize her yer Şanzelize:) |
 |
| Kraliçe Elizabeth'in ziyareti şerefine bayraklar çekilmiş:) |
Paris'te ilk yemeği Pizza Pino'da yedik:
 |
| Füme somon salata |
 |
| Bilmem kaç peynirli pizza |
 |
| Fransız usülü içi dondurmalı profiterol |
 |
| Önde tiramisu, arkada krem karamel:) |
İkinci gün Fransızlar bizi öğlen yemeği için minik bir lokantaya götürdü. Tipik olarak günlük menüsü oluyor bu restoranların, bir kağıda elle yazılmış menüde, 3 başlangıç, 3 ana yemek, 3 de tatlı oluyor. Seçmekle vakit harcamıyorsunuz:) Misal ben hemen balık seçtim:
Tatlı konusunda biraz çuvalladık. Aslında yemeyecektik ama benim Fransız pek ısrar edince şeftalili birşey varmıştı, onu seçmiştim. Bildiğin şeftali kompostosu geldi püüüü:)
Arkadaşa kavun suyu çorbası gelince ben halime şükrettim, ahahahah. Valla inanmazsının, bildiğin kavunun suyu, bir kasede dayadılar, ayıp olmasın diye içti :)))
Akşam mesaimiz bitince metroya atladık, yaşlı hanımı görmeye gittik.
 |
| Her daim sidik kokan Paris metrosunda |
Onu hiç bu kadar güzel görmemiştim:
 |
| Tour Eiffel |
PARİS İPUCU : Eiffel'i tam karşıdan,en güzel açıdan görmek için metrodan TROCADERO durağında inin. Burası eskiden Trocadero sarayı imiş, 1937'de şimdiki Chaillot Sarayı inşa edilmiş. Eiffel'in tam karşısına geliyor. Buradan yürüyerek kuleye gidebilirsiniz.
Akşam yemeği için eski gözdelerimizden Leon's midyecisine gittik. Bir oturdum ki, tam karşımda, Üç Silahşörler! Meğersem, kukla tiyatrosunda oyunu varmış:)
 |
| Leon's selfisi:) |
Başlangıç olarak favorim, keçi peyniri:)
Bu deniz mahsülü kızartmaları da nefisti:
Her yıl farklı birini denediğim midyelerden bu sefer Rokfor peynirliyi seçtim. O peyniri sevmiyorsanız biraz ağır gelebilir, ben bayıldım.
Gece 22 olduğunda hava ağır ağır kararmaya başlamıştı. İnsan anlamıyor ama birden uyku saati gelmiş oluyor. Biz de metroya binip otelimize döndük. İşte 2 gün bitmişti bile:)
 |
| Şu anda saat 21:56, aydınlık' |
Paris maceralarımı anlatmaya devam edeceğim,
xo xo :)
0 Yorumlar