Kitap Fuarı dönüşünde ailecek sürü sepet La Capitana'ya yemeğe gittik. Kaptan kardeşim yemekte "sadece" et ve salata olacağını bildirmişti bize. Tabii söz konusu canımız La Capitana ise asla "sadece" bir yemek söz konusu olamaz:)
İlk sürpriz deniz börülcesi idi. Çok severim bu mereti, İstiklal Caddesindeki Zencefil Cafe'de çok yemişliğim vardır. Hala yapıyorlar mı bilmem. Instituto Cervantes'e giderken pek sık uğradığımız bir mekandı. Sonradan unuttuk gitti.
Domatesli soğan salatası şahaneydi, içine düştük. Nar ekşisi organikti, bize de bir şişe verdi Kaptancığım sağolsun:)
Yeşilin rengarenk tonlarıyla bezeli salatamız harikaydı. La Capitana bana salataya harika bir rayiha katan lezzet sırrını da verdi ama size söylememeliyim:)
Kabak çiçeği dolması kesinlikle sürprizdi ve harikulade idi, Löp löp yuttuk dolmacıkları.
Vee yine içine düştüğümüz patlıcan salatası bizi mest etti:)
Muhabbeti ısıtacak rakı ve peynirler soframızı tamamlamıştı.
Kaptancığım o sihirli elleriyle sanki dakikalar içerisinde hazırlamıştı bütün salataları, mezeleri... Etlerin pişmesi ise daha da kısa sürdü, ocakta kızdırılmış tavaya koyup 2-3 dakika bekleyince, lokum gibi pişmişti etlerimiz.
Tabii sofranın güzelliği yemekler kadar muhabbetten de geliyordu. Aile yemeklerinin o eşsiz sıcaklığında hatıralar denizinde yüzerken gülmekten gözlerimizden yaşlar geldi. Ne konuştuğumuzu unuttum bile, ama o bir kaç saatin verdiği keyifli mutluluk hissi hala benimle:)
Yemeğin üzerine kabak tatlısı ile bayrak diktik:) Benim sevdiğim gibi değil daha kuruydu, sanırsam fırında pişmişti kabak tatlısı?
Yemekten sonra La Capitana bize viski ikram etti. Ama balda damıtılmış Jack Daniels Tennessee Honey viskisi idi bu. Allahııımmmm! Gırtlağımdan erimiş altın gibi yumuşacık ve ılık ılık akan bu viskinin tadına aşık oldum. Tek kelime ile şahaneydi:)
Küçük bir aile yemeğini lezzet ve kahkaha dolu bir ziyafete çeviren La Capitanacığıma sevgilerimle:)
xo xo
0 Yorumlar